Birgün
Düşünce Suçu(?!)na Karşı Girişimin kurduğu Düşünce Suçları Müzesinin açılmasının üzerinden bir yıl geçti. Yıllar önce İzmirde bir müze olarak kurulmaya çalışılan fakat çeşitli sebeplerle hayata geçirilemeyen müze geçen yıl internette, dusuncesuclarimuzesi.net adresinde hayata geçirildi.
Biz de müzenin kurucularından Şanar Yurdatapan ile polis engellemesin diye Türkiye-AB Karma Parlamentosu Başkanının çağrıldığı ilk açılıştan günümüze müzenin serüvenini ve gelecekte yapmak istediklerini konuştuk.
Düşünce Suçları Müzesi nasıl bir fikirle kurulmuştu?
1995te Yaşar Kemal, Devlet Güvenlik Mahkemesinde yargılanmaya başlandığında ifade özgürlüğünü kullandığı için başı belaya giren kişilerin yazılarının altına hep birlikte imzamızı atıp kendimizi savcılığa ihbar edelim dedik. Bu girişimle yayımladığımız ve yargılanan bir kitabımız oldu. Sonrasında yasaklanmış kitaplarla ilgili bir müze yapmak istedik. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti de bu müzeye mekân sağlayacaktı. Fakat o dönemki yönetim Kürt meselesi de işin içine girdiği için yan çizdi. O dönemde İzmirde bir avukat grubunun da benzer bir planı vardı. 1997de İzmirde, birisinin babasından kalma eski bir binada, müze açmanın formalitesi farklı olduğu için sergi olarak açıldı. Çok da güzel oldu. Açılışında polis engellemesin diye Türkiye-AB Karma Parlamentosu Başkanını çağırmıştık.
Fakat daha sonra garip bir şey oldu, Kemalistlerden bir hücum geldi. Nâzım Hikmetin kitapları da var, Mızraklı İlmihal de var. Yasaklanmış kıyafet olarak sarık da var. İskipli Atıf Hocayı idam etmişler sarık giymeye devam ettiği için, şakası yok bu işin sonuçta. Ben laik bir görüşteyim diye bunu görmezden gelemezdim. Ama bu konuların etrafında çıkan tartışmalar nedeniyle oradaki arkadaşlarımız ikiye bölündü, müze devam ettirilemez hale geldi. Çok güzel malzemeler toplamıştık ama yalnızca 10 gün açık kalabildi.
Fiziksel olarak kurmak riskliydi
Daha sonra bu müzeyi internete taşımaya nasıl karar verdiniz?
Müze açmak için devletten izin almak gerektiğini, bugün izin verse bile yarın iptal edebileceğini bu vesileyle görmüş oldum. Ayrıca sonraki yıllarda Kemal Kerinçsiz ve arkadaşlarının 6-7 Eylül ile ilgili bir sergiyi basıp etrafa zarar verdiklerini gördük. Bu da müzeyi fiziksel olarak kurmanın başka bir riskiydi. Pek çok kişinin yıllarca uğraşarak topladığı malzemeleri bir grup insanın mahvetmesi çok kötü olurdu.
Yıllar geçtikçe bu müzeyi internette kurma fikri çıktı. Erişimi engelleyebilirlerdi ama materyalimize zarar veremezlerdi.
İki yıl önce hazırlığına başladık. IFAX adlı uluslararası ifade özgürlüğü kuruluşundan kaynak bulduk ve siteyi yazdırmaya başladık. Sonra da sitenin içini kolektif çabayla bugünden geçmişe doğru doldurmaya başladık.
Nâzımdan Nerudaya
Site bir yıldır açık, ziyaretçi sayınız nasıl? Müzeye eklemeyi planladığınız yenilikler var mı?
Daha önceki projelerden öğrendiğim bir şey var: Ziyaretçi sayısına bakmamak. Çünkü o rakamlar insanı bir süre sonra yönlendirebiliyor. Sitede bir şey yaptığınızda ziyaretçi sayısı artınca bu sefer hep öyle şeyler yapmaya yöneliyorsunuz. Böyle bir şey olsun istemedik.
Sitemizi tamamen açık kaynak kodlu yaptık. İsteyen aynı kodları alıp hiçbir para ödemeden kendi müzesini yapabilir kendi görüntülerini kullanarak. Lübnan ve Batı Afrikadan ilgi gösterenler oldu.
Hayalimiz pek çok ülkede aynı şekilde müzelerin olması, birinden tek tıkla diğerine geçebilmek. Örneğin bizim müzemizde Nâzım Hikmetin odasını gezerken odadaki bir resme tıklayarak Şilideki insanların hazırladığı müzenin Pablo Neruda odasına geçilebilecek. Müzenin içinde bir mezarlık kısmı var, dünyanın farklı bölgelerinde ölmüş insanların mezarını bir arada görebiliyorsunuz. Hiçbir müzenin sunamayacağı imkânlar bunlar. Bu şekilde milyonlarca link kurulabilir, ortak dil İngilizce ile tüm müzeler gezilebilir.
***
En güncel utanç Davutoğlu
Şu an müzeyle ilgilenen kaç çalışan var?
Düşünce Suçu(?!)na Karşı Girişimin kendi ofisi var ve oradaki projeleri yürüten bir yapı, bir ekip var. Müze de bu yapının üstüne oturdu. Bu projelerde yer alan ekibin dışında müzeyle bilfiil ilgilenen üç kişi var. İkisi aynı zamanda sosyal medya işini de yapan ve evden çalışan insanlar. Üçüncüsü ise karikatürlerimizi çizen bir arkadaş.
Gündeme göre müzede neredeyse her gün değişiklikler yapılıyor, ona göre karikatür çiziliyor. Örneğin utancımız bölümünde ifade özgürlüğüne karşı çıkan veya açıklama yapan insanlar, güncellik sırasına göre yer alıyor. En öne en güncel utancımızı koyuyoruz. Örneğin şu anda en güncel kişi Başbakan Davutoğlu. Ama bugün İstanbul Valisi Vasip Şahin, Barış Yürüyüşüne karşı yaptığı Benim gösterdiğim yer dışında ve izin almadan yürüyüş yapamazsın açıklamasıyla en öne geçecek.
Aynı kişi tekrar açıklama yaptığında yine sıranın başına gelecek, fakat bu sefer futbol takımlarının şampiyonluk sayısına verilenler gibi yıldızlar olacak büstünün altında.
O zaman başbakan ve cumhurbaşkanının yıldızları kısa sürede ekranı kaplayabilir
Evet, öyle bir risk var. ABD bayrağındaki gibi yıldızları nereye sığdıracağız diye uğraşmamız gerekebilir!
Düşünce ve ifade özgürlüğünü hiç çekinmeden savunan insanlar da bu büstlerin karşısında yer alacak, gururumuz bölümünde. Bu bölümü yaratmaya da Karadenizdeki Yeşil Yol direnişinde Havva Anayı gördüğümüzde karar verdik.