7 Haziran 2015 genel seçimlerinde –Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başkanlık Sistemine geçmek için 400 koltuk istediği- AKP, meclisteki çoğunluğunu da kaybetmiş, HDP'nin %10’luk barajı aşarak 80 milletvekili çıkarması Meclis aritmetiğini tamamen değiştirmiş, bu baraj yüzünden çoğunlukla AKP’nin üstüne oturduğu koltuklar asıl sahiplerine geri dönmüştü. Ancak, Erdoğan seçim sonuçlarını beğenmedi, vakit kazanmak için hükümet kurulması işini elden geldiğince yokuşa sürdü, sonunda da tekrar seçime gitti. Kazanılan bu sürede ülke tekrar savaş sarmalına döndü. Kürt sorununa çözüm bulmak için sürdürülen “çözüm süreci” ve bunun sonucunda ilan edilen Dolmabahçe mutabakatı Erdoğan’ın, “Yok böyle bir şey” demesiyle yok sayıldı. Daha ötesi, Türk jetleri Kandil dağındaki PKK yönetim merkezine saldırdı.
Çözüm sürecinin başlamasıyla birlikte karşılıklı olarak “güven arttırıcı önlemler” alınması gerekirken bu yapılmamış, tam tersine “kalekol” adı verilen güçlü yapılar inşa edilmeye başlanınca, PKK de şehirlerde silah depolamaya hız vermişti.
Erdoğan, masayı devirmek ve savaş politikasına geri dönmekle kalmadı, “Bedelini ödemeliler” talimatıyla HDP’li vekillere yönelik operasyonları da başlattı. Meclis’e ardı ardına fezlekeler gelirken yapılan anayasa değişikliğiyle milletvekili dokunulmazlıkları kaldırıldı.
4 Kasım 2016’da gözaltına alınan HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile birlikte 9 vekil aynı gün tutuklandı. 2016 yılı tamamlanmadan tutuklu vekillerin sayısı 12’ye, kısa bir süre sonra da 15’e çıktı. 59 HDP’li vekilin 55’i hakkında davalar açıldı.
Operasyonların 4. ayında, 510 ayrı fezlekeye konu edilen 645 farklı “suç” kapsamında HDP’liler hakkında toplam 3 bin 126 yıl hapis ve 18 kez müebbet isteniyordu. Meclise verilen soru önergeleri, fotoğraflar, sosyal medya paylaşımları, basın açıklamaları, oturma eylemleri bile suç konusu ediliyordu.
Daha önce Ergenekon Davası’nda tutuklu CHP’li vekillerin tahliyesinin önünü açan AYM ise “milletvekili tutuklu yargılanabilir” dedi, tutuklamaların “gerekli” ve “orantılı” olduğuna hükmetti. Hemen ardından, mahkemelerden birbiri ardına cezalar çıkmaya başladı. Bu arada kesinleşen hükümlerle birlikte 11 ismin vekilliği düşürüldü.
Türkiye tarihinin tutuklu ilk ve tek cumhurbaşkanı adayı da olan Demirtaş hakkında AİHM‘in “derhal serbest bırakılmalı” kararı bile tanınmadı. Demirtaş’ın başka bir davadan aldığı 4 yıl 8 aylık hapis cezası istinaf mahkemesi kararıyla alelacele kesinleşti. 2013 yılında İstanbul’daki Newroz etkinliğindeki konuşması nedeniyle ‘örgüt propagandası’ suçlamasıyla mahkum edilen Demirtaş artık “tutuklu” değil, “hükümlü” olarak hapishanede bulunuyor. Böylece AİHM kararı da boşa düşürüldü.
Özetle; şu anda eski Eş Genel Başkanlar da dahil olmak üzere 26. dönem HDP milletvekillerinden 10’u halen cezaevinde bulunuyor. Yani Meclis’te iktidar ve ana muhalefet partisinden sonra 3. parti olan HDP 2 yılı aşkındır tutuklu…