Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak için Beyoğlu'ndaki Galatasaray Lisesi önünde 1995 yılından beri oturma eylemi düzenleyen “Cumartesi Anneleri”nin 700. hafta eylemi İçişleri Bakanlığının emriyle yasaklandı. Polis, “provokasyon” bahanesiyle eylemleri yasaklanan Cumartesi Anneleri'ne biber gazı ve plastik mermiyle saldırdı, milletvekilleri ile basın mensuplarını tartakladı, 47 kişi gözaltına aldı.
Saldırı emrini veren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, polis şiddetini savunurken çocuklarını arayan anneleri teröre hizmet etmekle itham etti; “İzin vermedik, doğrudur; Anneliğin terör örgütünce istismar edilmesine, teröre kılıf yapılmasına göz mü yumsaydık” dedi. Eylem yasağını kalıcılaştırma mesajı da veren Soylu, gözaltında kaybedilen kişilerle ilgili olarak da “Eminönü Meydanı'nda gezerken mi kayboldular” dedi. Ancak AİHM kararları bambaşka bir gerçeği gözler önüne seriyor. Hakikat Adalet Hafıza Merkezi’nin Nisan 2017 verilerine göre, yapılan başvurular sonucu 129 zorla kaybedilen kişiden 114’ü, 72 başvurudan ise 61’inde Türkiye’nin sorumluluğunu tespit edildi.
Merkezin zorla kaybedilen 344 kişinin hukuki dosyaları üzerinden yaptığı incelemeye göre ise, 218 kişinin kaybedilmesine dair soruşturma iç hukukta sürüncemede kaldı. Dosyalar görünürde halen açık ancak bir işlem yapılmadan rafta bekliyor. 24 kişiyle ilgili soruşturma “zamanaşımı” kararıyla sonlandırıldı. 18 kişiyle ilgili soruşturmada ise “kovuşturmaya yer yok” kararıyla dava açılmamasına hükmedildi. Yalnızca açılan iki dava mahkumiyetle sonuçlandı.
27.08.2018
bianet.org / dw.com / cumhuriyet.com.tr