Şanar Yurdatapan – antenna-tr.org
Askeri ve sivil duyarlılık farkı
Bugünlerde Türkiyenin her köşesinde Cumhurbaşkanının askerlere sivil yargı yolunu açan yasayı onaylayışı ama bu onay sırasında Genelkurmayın hassasiyetlerini göz önünde bulundurarak gerekli yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini bildirmesi konuşuluyor.
Neydi bu duyarlılıklar?
1. Bu değişiklik Anayasaya aykırı.
2. Ordunun dokunulmazlığı zedelenir, kışlaya siyaset sokulur.
3. Askeri ve sivil yargıyı karşı karşıya getirir.
Biz de, askerin bu görüşleri karşısında, Demokratik Hak ve Özgürlükler temelinde kendi duyarlılığımızı belirtelim:
1. 1982 Anayasasının 145. maddesi -pek lazımmış gibi- askeri mahkemelerin hangi konularda yetkili olduğunu sayıp dökmüş. Gene de konu istenilen tarafa çekilebilecek bir esneklikte ve farklı uygulamalara olanak verebilecek bir yapıda kalakalmış. Tabii -367 kararını alabilen- sevgili Anayasa Mahkememiz, Sabih Kanadoğlunun da değerli katkılarıyla- bir kulp takabilir. İyisi mi Velev ki aykırı olsa deyip devam edelim.
Demokratik ilkelere uygun her yasanın 12 Eylül anayasasının ruhuna ters olması mümkündür. Zira 1982 Anayasası, özde de sözde de demokrasiye ve özgürlüklere karşı bir belgedir. Öyle orasını burasını yamalamakla çözüm bulunamayacağı, toptan değiştirilmesi gerektiği konusunda artık herkes aynı görüşte.
2. Ordunun dokunulmazlığı da ne demek? Demokrasilerde böyle bir şey mi var? Ayrıca, kışlaya siyaseti sokmak için önce onu oradan çıkarmış olmak gerek.
3. Yargıda iki başlılık normal bir şey mi ki bu iki başın karşı karşıya gelmesinden korkuluyor?
Şanar Yurdatapan